21 Ocak 2010 Perşembe

Süper Lig ve Kalite

Süper lig uzun bir aradan sonra bu hafta oynanacak maçlar ile yeniden başlayacak.Futbolumuzun kalitesi ve standardının konuşulduğu şu günlerde bakalım takımlarımız ikinci yarıda bizlere nasıl futbol sunacaklar.

Yapılan yayın ihalesinden sonra futbolda başka bir tartışma başladı.Futbolumuzun kalitesi ve bu kaliteyi düşürenler diye bir tartışma başladı.Buna kurban olarak Erman Toroğlu seçildi.Kendisini pek sevmesekte bu konuda kurban olarak seçilmesi garip bir durum oldu.Erman Toroğlun'un yorumlarından dolayı rahatsız olanlar kendisinin ipini çekmiş gibi duruyor.Bu kadar büyük paraların döndüğü bir ortamda artık bu tip şeylerin olması kaçınılmaz.Parayı verenin düdüğü çaldığı ortamda artık futbolun efendileride yer değiştirdi gibi.Artık futbola yön verenler değiştiği bir durum oluştu.Futbolun gerçek sahibi olması gereken federasyonların , takımların yerini artık bu kadar paraları saçan kurumlar olacak gibi.

Futbolumuzun kalitesi ve standartı konusunda diğer Avrupa liglerini artık her hafta sonu izleme imkanı bulan bizler için çok alt seviyede kalıyor.Kendimizi Bundesliga ve ya La liga gibi liglerin eriştiği futbol zevkine ve standartına erişecek gibi görüyoruz.Hele bu kadar paranın döndüğü bir endüstri olduktan sonra bu liglerin seviyesine erişmek daha kolay olacak gibi sanıyoruz.Ama izleme fırsatı bulduğumuz Avrupa liglerinde bizlerin gözlerine hoş gelen şey bazen futboldan başka şeyler.Örneğin sahaların durumu , tribünlerin dolu olması , canlı yayın kalitesi vs gibi nedenler aslında o ligleri sevmemizde bize yardımcı oluyor.Ve Avrupalıların üstün pazarlama becerisi sayesinde artık hepimiz birer La liga , Seria uzmanı oluyoruz.

Ülkemizde 321 milyon dolarlık bir ücret ile pazarlanan futbolumuz acaba yurt dışında kaç para eder.Acaba hangi Avrupalı bizim ligimizden bir maçı izlemek için televizyon karşısına geçer.Türkiye Kupası maçlarında ülkemizde ki bazı takımların sahalarını ve tirbünlerini görmek fırsatını yakaladık.Görünen sahalar aslında net birşey ifade ediyor.Bizler sadece futbolun yeşil zemin üzerinde oynanan kısmına takılıp kalıyoruz.Oysa ki o zeminlerin bile insanları maçlara çekmek için bir etken olduğunu unutuytoruz.Tribünler çoğu zaman boş oluyor.İnsanlar tuvaleti bile olmayan stadlarda maç izleme işkencesine sokuluyorlar.Futbolu zevkı veren bir hafta sonu eğlencesi haline dönüştürmek için kimse elini taşın altına sokmuyor.

Kulüplerin elde edeceği bu yüklü paraların nasıl kullanacağının denetlenmesi gerekmekte.Kulüplerin bu konuda bir yaptırım altına alınması gerekiyor.Üçüncü sınıf bir yabancı futbolcuya harcanancak paraların kulüplerin alt yapısına harcanması veya stadların güzelleşmesi için harcamaları teşvik edilmeli.

Televizyon ekranlarında hakemleri eleştiren insanların elbette bir yerde suçu vardır ama her alınan yenilgiden sonra hakemleri eleştiren yöneticilerin hiç mi suçu yok.Yada maç boyunca hakemin sülalesinin kulaklarını çınlatan taraftarın hiç mi suçu yok.Artık futbolumuzu geliştirmek için bir şeyler yapılmalı.Böyle boş konular ile vakit kaybettikçe bizler Barcelona,Real Madrid maçları olsada seyretsek diye kanalları gezmesek.

0 yorum: