27 Şubat 2010 Cumartesi
Sakaryaspor'un Öfkesi
Pendikspor maçından sonra 3-0 hükmen yenik sayılan Sakaryaspor'un federasyona öfkesi dinmiyor.Bugün Sakarya'da oynanan Bursaspor-Sivasspor maçında taraftarların tribünün çatısından aşağıya açtıkları bu pankart ile federasyona öfkelerini bir kez daha gösterdiler.
Kayserispor :1 Beşiktaş : 2
Maç öncesinde zorlu geçmesini beklediğimiz bir maçtı.Maçın başında bulduğumuz gol bizi rahatlattı aynı şekilde Kayserispor'un planlarını değiştirdi.Maça çok iyi başladık.İlk yarıda aslında maçı koparacak pozisyonlarıda bulduk.Tello bu sene ilk kez bu kadar öne çıkdığı bir maç oynadı.Geçen seneki performansını ligin bu zamanına kadar sergileyememişti.Tello iyi oynayınca organizasyonda sıkıntı çekmedik.Attığı gol ve verdiği paslar ile maçın adamı oldu.Bobo yine formundaydı bu maçta.Kaçırdığı pozisyonları gol yapabilseydi hem kendi moral bulacak hem takım olarak rahatlayacaktık.
Defansta Ferrari'nin oluşu gerçekten çok fark ediyor.Gelişi ile birlikte takım defansında bariz bir düzelme var.Hatasız götürdüğümüz maçta tek bir anlık hata ile bir gol yedik.Son dakikaları sıkıntılı izlediğimiz maçlardan biri oldu.Çok uzun zaman oldu zaten şöyle keyifle bir maç izlemeyeli.
Sonuç olarak bu galibiyet bizi moral olarak üst sıralarda tutacaktır.Artık rakiplerin kaybetmesini bekleyeceğiz.Gaziantep deplasmanında kaybedilen 3 puan olmasa belki şuanda daha farklı bir noktada olacaktık.Mücadele ettiğimiz , koştuğumuz her maçı kazanıyoruz.Bundan sonra içerde ve dışarda kaybedilecek her puan bizi hedeften çok uzağa atar.Biz kazanacağız ve rakiplerimizin kaybetmesini bekleyeceğiz.Çok zor belki ama yine Mustafa Hoca şapkadan bir tavşan çıkarır.
Atma Rıdvan Din Kardeşiyiz
Rıdvan Dilmen'i Fenerbahçe maçlarından sonra izlemek ayrı bir keyif oluyor.Hele o maç Fenerbahçe yenildiyse daha bir keyifli oluyor.Yüz ifadesi , mimikleri ve konuşmaları ayrı bir izlenir oluyor.
Terry-Bridge
Wayne Bridge - John Terry ikilisi malum olaydan sonra ilk kez bir maçta karşı karşıya geldi.Herkes bu ikilinin saha içinde birbirlerine nasıl davranacağını merak ediyordu.Maç öncesi tokalaşma faslında Terry'in eli havada kaldı.Bridge tepkisini böyle gösterdi.
Milli Takım Yeni Formaları
Milli takımımızın Avrupa şampiyonasında giyeceği formalar tanıtıldı.Formalar sade bir görüntü içinde.Biraz daha farklı bir forma yapılabilirdi aslında.Klasik bir görüntüden öte biraz daha farklı olsaydı daha iyi olabilir.
Kayserispor-Beşiktaş
Ligde umudumuz az olunca maç ile alakalı post girmeyi bile son güne bırakıyoruz.Heyecanımız kaybolduğundan mıdır yoksa takımdan bir beklentimiz olmadığından mı bilinmez ama artık maç günlerini ayrı bir havada beklemiyoruz.
Bu gün çok zor bir maça çıkacağız.Kayserispor sahasında bize karşı iyi top oynayan bir ekip.Kayserispor'da tıpkı bizim gibi az gol yiyen ve az gol atabilen bir takım.Cangele bu gün oynamayacak.Kim ne derse desin bizim için avantajlı bir durum.Çünkü çok tehlikeli bir adam ve ne yapacağı belli olmuyor.Makukula bir durgunluk dönemine girdi.Ligin hala gol kralı ama ilk yarıda ki gibi performansı yok.Bazı futbolcular durup durup bizim maçlarda yıldız oluyor ya yine aynı şey olabilir.Defansımızı zorlayacağı kesin.
Bizim açımızdan artık her maç final ve her maç kazanılması gereken bir maç.Gerçi bizim kazanmamız birşeyi değiştirmiyor.Rakiplerimizinde kaybetmesi lazım.Yani kendi işimizi kendimiz göremiyoruz malesef.Nobre oğlunun hastalığından dolayı kadrodan çıkarıldı.Başka bir eksiğimizde yok.Yani mazeretimiz yok.Alınacak üç puan ve rakiplerin kaybedeceği puanlar bizi umutlandırabilir.Unutmayalım ki Kayserispor puan olarak şuan bizden üstte.Bu maçıda kazanıp arayı açmak isteyecektir.Kolay maç olmayacak.
Şalgamcı Deli İbo
Kaptan İbrahim Üzülmez Ligtv'de bir programa katıldı.Merak edilen tüm sorulara içten cevaplar verdi.Tribünlerin doğru söyle İbo bugün ne içtin sorusuna verdiği cevap komik olmuş.Meğer bizim Deli İbo abimiz şalgam içiyormuş.
26 Şubat 2010 Cuma
Milli Takım Aday Kadrosu
Kaleciler: Volkan Demirel (Fenerbahçe), Onur Recep Kıvrak (Trabzonspor)
Defans : Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Sabri Sarıoğlu, Emre Güngör, Servet Çetin, Caner Erkin (Galatasaray), Ceyhun Gülselam, Remzi Giray Kaçar (Trabzonspor), Çağlar Birinci (Denizlispor)
Orta Saha : Hamit Altıntop (Bayern Münih), Volkan Şen, Ozan İpek (Bursaspor), Mehmet Aurelio (Real Betis), Necip Uysal (Beşiktaş), Emre Belözoğlu (Fenerbahçe), Nuri Şahin (Borussia Dortmund), Arda Turan (Galatasaray)
Forvet :Tuncay Şanlı (Stoke City), Mevlüt Erdinç (Paris Saint Germain), Halil Altıntop (Eintracht Franfurt), Kazım Kazım (Toulouse)
VEDA
Avrupa'da mücadele eden iki takımımızda dün akşam ki sonuçlar ile annemizin ligine geri döndüler.Sonuçlar böyle olmalımıydı yoksa biz turu hak etmişmiydik tartışmaları dün akşamdan beri yapılıyor.Galatasaray cephesi hakeme yükleniyor, Fenerbahçe cephesi sakat oyuncuların çokluğundan yakınıyor.Kendi kendimize dövünüp duruyoruz yani.Ama sonuçta turu kendi evimizde kaybettik.Her iki takımımızda aslında Avrupa'da mücadele edecek bir kapasiteye sahip değildi.Büyükler naraları atarak şişirilen takımlarımız Avrupa sahnesine çıkınca nedense birden küçülüyorlar.Ligde esip gürleyen futbolcular hakemlere dayılananlar Avrupa sahnesinde suspus oluyorlar.
Fenerbahçe takımı sene başında Daum'u takımın başına getirerek zaten Avrupa'da bir hedefi olmadığını göstermişti.Çünkü Daum kısa yoldan şampiyon olmanın derdinde.Başarıyı yakalayabileceği en kolay yolun lig ve Türkiye kupası olduğunun bilincinde.Avrupa için her hangi bir atılım yapılmayan bir takımda ancak buraya kadar mücadele edilir.Kadrosunda ki yetersiz yabancılar ile ligi bir şekilde idare ediyorlar.Bu söz aslında kendini "büyük" olarak isimlendiren takımlarımız için geçerli.Ligde yürüttükleri gemilerini Avrupa'da karaya oturtuyorlar.Fenerbahçe bu ligde yabancı sınırı kalksın diye uğraşan yegane takım.Ama kadrosunda bulunan yabancılardan bir tek Alex dışında pek verim alamayan bir takım.Demek ki böyle ikinci sınıf yabancılar ile bu iş olmayacak.Para babası bu takımlarımız nedense Avrupa arenasında isim yapmış futbolcular yerine Güney Amerikalıların peşine düşerler anlayamıyoruz.
Galatasaray takımı devre arasında transfer yaptı.Amaç belliydi bu dönemi boş geçmemek ve rakiplerine oranla güçlü hale gelmekti.Elindeki kadro zaten ligi bir şekilde idare edecek bir kadroydu.Üstüne alınan oyuncular ise Avrupa'da oynayamayacak oyunculardı.Bu nasıl bir transfer mantığı çözmek mümkün değil.Kiralık oyuncular ile ligin ikinci devresini geçirmeyi hedef biliyorlar sonra kalkıp forvetsiz çıktıkları maçta hakeme yükleniyorlar.Dua etsinler hakem Servet'i maçın ilk yarısında oyundan atmadı.Attığı tekmenin cezası kırmızı karttı.Her sene başı geyik muhabbeti haline gelen ve klişe birşey olan "bu sene 3 kulvarda yarışacağız ve başarılı olacağımıza inanıyoruz" geyiği artık bir son bulsun.Bir Türk'ün diğerine hikayesi bitsin artık.Edirne'den öte köy yok bize.
Hafta Sonu Futbol
26 Şubat Cuma
20:00 Antalyaspor-Trabzonspor / Lig TV
21:30 Schalke 04-Dortmund / !
27 Şubat Cumartesi
13:30 Kocaelispor-Altay / D Spor
14:45 Chelsea-Man City / Spormax
14:00 Bursaspor-Sivasspor / Lig TV
16:30 Mainz-Bremen / TRT 3
17:00 Watford-Newcastle / Futbol Smart
19:00 Kayserispor-Beşiktaş / Lig TV
19:30 Stoke City-Arsenal / Spormax
19:30 Leverkusen-Köln / TRT 3
21:00 Tenerife-Real Madrid / NTV Spor
22:00 Montpellier-Rennes / Kanal A
23:00 Barcelona-Malaga / NTV Spor
23:15 Leixoes-Benfica / RTP & SIC Internacional
28 Şubat Pazar
00:30 Santo Andre-Portuguesa / Spormax
13:30 Ajax-Ultrecht / Futbol Smart
13:30 Karabükspor-Konyaspor / D Spor
14:30 Rangers-Celtic / Euro Futbol
15:00 İBB-Fenerbahçe / Lig TV
15:00 Tottenham-Everton / Spormax
15:30 PSV-RKC Waaljik / Futbol Smart
16:00 Milan-Atalanta / NTV Spor
16:30 Hannover-Wolfsburg / TRT 3
17:00 Liverpool-Blackburn / Spormax
17:00 Aston Villa-Man United / Kanal A (Carling Cup-Final)
19:00 Galatasaray-Kasımpaşa / Lig TV
19:30 B.Munih-Hamburg / TRT 3
22:00 Santos-Corinthians / Spormax
22:00 PSG-Marseille / Kanal A
22:00 Atletico Madrid-Valencia / NTV Spor
22:15 Sporting Lizbon-Porto / Futbol Smart
25 Şubat 2010 Perşembe
CR3 Carlos
Bursaspor Şampiyon Olabilir Mi ?
Bursaspor geçen sene Sivasspor'un yakaladığı başarıyı bu sene kendileri tekrarlıyor.Ama aralarında bir çok fark var.Bursaspor yönetimi ve teknik heyeti şuan kadar Sivasspor gibi antipatik hareketler içine girmediler.Geçen sene şampiyonluk yolunda önemli adımlar atan Sivasspor Bülent Uygun'un antipatik hareketleri sonucu çok fazla tepki almıştı.Bu sinirli ve antipatik hareketler takımın üstünde ki yükü daha fazla arttırmıştı.Ama Bursaspor bu şekilde davranmıyor.Akıllıca bir yol izliyorlar.Ligin iyi top oynayan takımlarından biri olarak futbolun diğer yönününüde iyi yönetiyorlar.Ertuğrul Sağlam sakin yapısı ile takımını iyi yönetiyor.
Bursaspor ligin geri kalan kısmında 12 maçta büyük bir avantaja sahip.Fikstür olarak içeride oynayacakları maçlar kaderlerini bellirleyecek.İçerde oynacaklar takımlar kağıt üzerinde Bursaspor'a rakip olamayacak takımlar.Birde bay geçecekleri haftaları var.Bir maçı eksik olan Bursaspor ligi zirvede bitirirse kimse şaşırmasın.
Efes Pilsen Futsal Ligi
Dünyada 1930'lu yıllarda oynanmaya başlayan futsal ülkemizde henüz yeni gelişmeye başlamış bir spor dalı.Salon futbolu olarak dünya üzerinde birçok ülkede oynanıyor ve ve büyük ilgi görüyor.İlk olarak Güney Amerika'da ortaya çıkan bu spor daha sonra diğer Amerikan ülkeleri tarafından oynanmaya başladı.Futsal ülkemize 2005 yılında futsal milli takımının kurulması ile girdi.Şuan dünyada gördüğü ilgiyi ülkemizde görmediği kesin.Efes Pilsen sporsonluğunda lig düzeyinde ülkemizde de hak ettiği yeri alacağı kesin.Şuan ülkemizde bölgeler düzeyinde oluşturulan gruplar halinde oynanıyor.
Futsal dünya kupası ilk olarak 1982 yılında Brezilya'da oynandı ve Brezilya şampiyon oldu.Brezilya uzun süre şampiyonluklara ambargo koydu.1988 yılında Brezilya'dan sonra Paraguay şampiyon oldu.Sporun, FIFA’ ya bağlanmasından sonra, sırası ile Hollanda (1989), Brezilya (1992), Brezilya (1996), İspanya (2000), İspanya (2004) şampiyon oldu.
Şampiyon olan takımlara bakıldığında da aslında bir gerçek ortaya çıkıyor.Futsal kısa mesafede oynanan bir oyun ve topa hakim olmayı gerektiren bir oyun.Brezilyalıların top ile olan bağı bu sporda da ortaya çıkıyor.Kısa alanda teknik oyuncuların oynayabileceği ve fazlaca yetenek gerektiren bir oyun.
Güven Önüt'ü Anıyoruz
1960 yılı Temmuz’unda Beşiktaş’a transfer oldu. Kendisine has çalımlarıyla rakiplerini ekarte edişi, şık kafa golleri, isabetli pasları ve sert şutlarıyla etkili oldu. Beşiktaş’ın ve Türk Futbolu’nun en büyük golcülerindendi. Siyah-Beyazlı forma altında 2 Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadı. 1960-69 yılları arasında 225 maçta oynayıp, 94 gol attı rakip filelere. Mütevazı kişiliği ve centilmenliği ile iz bıraktı stadlarda. 1963-64 sezonunda 19 golle “Gol Kralı” olarak, Beşiktaş tarihindeki ilk gol kralı olma unvanını yakaladı.
24 Şubat 2003 yılında kaybettiğimiz Önüt’ü saygıyla anıyoruz...
Çıplak Kızak Yarışması
Avrupalıların ilginç sporları var ve bu sporların ilginç kuralları oluyor elbette.Almanya'nın Braunlage kentinde düzenlenen kızak yarışmasının katılımcı olmak için tek şartı çıplak olmak.Bu yıl ikincisi düzenlenmiş bu ilginç yarışmanın ve tam 14000 kişi izlemiş.Bu senenin en hızlı ismi de Christian Schmidt olmuş.Ülkemizde asla yapılamayacak bir organizasyon.Bu yarışları izlemek için Almanya'ya mı gitsek bir daha ki sene acaba.
24 Şubat 2010 Çarşamba
Bursaspor Çoştu
Anadolu takımları sürekli olarak Antı-İstanbul edebiyatı yaparlar.Ama birçok konuda İstanbul takımlarını taklit etmeye bayılırlar.Tribünlerde besteler İstanbul besteleridir , yaptıkları gösteriler herzaman İstanbul'dan araklamadır ama yine bu felsefelerinden vazgeçmezler.İşte son örnek ,Bursaspor Fenerbahçe galibiyetini tşörtlere taşımış.Hadi bakalım hayırlı uğurlu olsun.
Hunt mu Huntelaar mı?
Spor haberciliği çok kolay bir iş gibi algılanıyor ülkemizde.Hergün bir başka transfer bombalarının patlar hergün ayrı bir konuda komple teorileri üretilir falan.Ama birazda haber yaparken araştırmak lazım.Blog sahibi yüzlerce insan bir konuda yazacakları zaman yeri geliyor birkaç kaynaktan araştırıp yazıyor.Ama haber7.com editörleri araştırmaktan uzaklar herhalde.Haber şu Werder Bremen oyuncusu Aeron Hunt sözleşme uzatmış takımı ile.Haber bu sitede yer almış.Ama bir fark ile.Kullanılan foto Hunt'a ait değil.Fotodaki kişi şuan Milan'da oynayan Huntelaar'a ait.
Haberde ayrıntı vermeye devam ediliyor.18 yaşından beri Alman takımında oynadığı söylenen Hunt için nasıl Ajax formalı biri kullanılıyor merak ediyoruz.
Buda gerçek Hunt;
İnter-Chelsea
Bu akşam şampiyonalr liginde çok zevkli bir maç var.İnter ile Chealse maçı günlerdir Mourinho'nun demeçleri ile gündem oluşturuyor.Mourinho her demecinde Chealsea ile oynuyor aslında.Sinir harbi şeklinde geçen demeçlerden sonra bu akşam dananın kuyruğu kopacak.Mourinho demeçlerinde Chealsea'yi psikolojik olarak bu maça yenik başlatmaya çalışıyor.Hala kendi taktikleri oynadıklarınıs öyleyip maçı nasıl kazanacağını bildiğini ima ediyor.Ama karşı taraftada enaz kendi kadar kurnaz olan bir İtalyan Ancelotti var.Ancelotti'de son demecinde İtalya'da İnter taraftarı hariç herkes bizi destekleyecek diyerek bir hamle yaptı.Bakalım bu psikolojik savaş sahada nasıl sonuç verecek.Maçın çekişmeli ve güzel geçeceğinden şüphe yok.Ama kişisel tahminim Chealsea'nin bu turu geçemeye yakın olduğu.
Kırmızı Çizgi
Ntvspor yayına başladığı günden beri insanların sürekli takip ettiği bir spor kanalı.Programları ve spikerleri gerçekten bu işi en iyi yapanların içindeler.Ama bir program var ki o başlayınca kanalı nasıl çevireceğimizi şaşırıyoruz.Programın adı Kırmızı Çizgi.Programda herşeyi bilen adam Hıncal ile tamamen Hıncal'a ağam , paşam , siz daha iyi bilirsiniz diye bu yaşında gönlünü etmeye çalışan Mehmet Aslan var.Programda o haftanın önemli olayları konuşuluyor.Ama aslında öyle olmuyor.Program Hıncal'ın sallamalarına sahne oluyor.Bir Rijkaard'a , bir Hiddink'e derken program bitiyor.Karşısındaki de elle basma tulumba gibi başını sallıyor.Program tamamen bundan ibaret.
Hıncal'ın son bombasıda şu Galatasary'ı bana verseler enaz 10 puanla fenerden önde olurdu demesiydi.Aklı başında bir adam derki nasıl yapacaksın , gizli güçlerin mi var madem bu kadar güveniyorsunda neden bu zamana kadar futbolda birşeyler yapmadın.Ama karşısında ki kişi görev olarak bildiği Hıncal'ı desteklemek görevini bir kez daha yapıyor.
İzlenmeye değer bir program değil...
Total Futbol
Televizyon ekranlarında spor programlarının çeşitliliği aslında aralarından en iyiyi seçmemize yarımcı oluyor.Birçok spor programı var.Kimisi kendilerini futbolun uleması sanan kişiler ile dolu kimisi asli görevini unutup futbolun sektör olduğu gününümüzde ekranda var olma savaşı yapan kişiler ile dolu.
Futbol programları içinde SkyTurk'te yayınlanan Total Futbol ekibini ayrı bir yere koymak gerekir diye düşünüyorum.O programı izlerken futbolun gerçekten zevkli olduğunu ve herzman içinde memnun olabilecek şeylerin olduğunu görüyorsunuz.Programda konuşulan konular diğer programlarda yok.Hele Ali Ece gibi bir yorumcu diğerlerinde hiç yok.Her programda giydiği değişik tişört ve bandanası ile farklı bir karakter olan Ali Ece yorumları ile insanı ekrana bağlıyor en azından ben öyleyim.Beşiktaş'lı olmasının yanı sıra yorumları , söyledikleri takip edilmesi gereken bir kişi.
Marca - El Mundo Savaşı
İspanya'da medya savaşları adı altında bir konumuz vardı.Konuda Marca ve El Munda gazetelerinin Real Madrid ve Barcelona üzerinden birbirlerine ağır sözler söylediğini yazmıştık.
Dün oynanan Stuttgart- Barcelona maçından sonra bu savaş biraz daha alevlenecek gibi duruyor.Barcelona bildiğimiz üzere bir Katalan takımı ve o bölge insanı için çok önemli bir takım.Marca gazetesi ise Madrid yanlısı haberleri ile meşhur gazete.Dün akşam ki maçta olan iki pozisyon için penaltı iddasında bulunan Marca , Barcelona'nın galibiyetini istemeyecek kadar ileri gitmiş durumda.
İspanya için alışık olunabilecek bir durum.Taraftarların bu galibiyeti yada Barcelona'nın tur atlamasını istememesi çok doğal ama bir gazetenin bunu açık açık söylemesi çok garip bir durum.
Bu işin sonu nereye varacak merakla bekliyoruz.Marca yada El Mundo ne zaman pes edecek bekleyip göreceğiz.
23 Şubat 2010 Salı
Real Madrid Penaltı Savaşı
Ronaldo : Penaltıyı ben atacağım
Alonso : Top benim birader penaltıları ben atarım.
Ronaldo : Maçtan önce söz vermiştin ama...
Alonso : Unuttum gitti ver topu bana
Ronaldo : Topun kadar konuş.al senin olsun ben gidiyorum.
Ziya Doğan İstifa Etti
Kelepçeye 3 Maç Ceza
Mourinho , Sampdoria maçında hakeme yönelik bu hareketinden dolyı 3 maç ceza aldı.Aslında hareketin içinde bir hakaret yada hakemi rencide edecek bir görüntü yok.Ama işin içinde Mourinho olunca işler değişiyor.Kim ne derse desin aslında eşsiz bir teknik direktör.Takımı saha içinde mücadele ederken o saha kenarında ve saha dışında takımı için mücadele ediyor.Her söylediği ile rakiplerin moralini bozuyor,rakipleri ile münakaşalarından galip çıkan hep Mourinho oluyor.Kimsenin aklına gelmeyecek cevapları anında rakiplerine , gazetecilere hatta bazen kendi oyuncularına bile söylemekten çekinmiyor.İşte bu yüzden her hareketinde ceza alıyor.
Acıların Çocuğu
Guiza'nın oyundan çıktıktan sonraki hali gerçekten bir küçük Emrah fliminin sahnesi gibiydi.Üzgün , dokunsanız ağlayacak bir halde oyundan çıktı.Guiza'nın bir benzeride bizde var.Adı Nobre.
Aslında sorun ne Guiza ne Nobre.Beceriksiz yöneticilerin ikinci sınıf yabancı oyuncuları ülkemize getirmeleri ve onlardan bir yıldız gibi bahsetmeleri.İnsanları kandırdıklarını düşünerek yaptıkları bu transferlerde harcanan onca para bu ülkenin serveti.Değmeyecek adamlara dünyanın paralarını saçmak başlı başına bir hata.Hataların en büyüğü ise o hatayı kabullenmeyip ısrarcı olmak,hatadan ders almamak.Guiza'ya verilen milyon dolarlar , Nobre'ye verilen milyon dolarlar bu ülkede futbol oynamaya can atan alt yapıda ki gençler için kullanılsa , biraz o oyunculara sabır edilse bu ikinci sınıf yabancı oyunculardan daha kötü sonuçlar vermez.
22 Şubat 2010 Pazartesi
Turkcell Süper Lig 22.Haftaya Bakış
Süper ligde 22. haftayı Fenerbahçe-Bursaspor maçı ile noktaladık.Bu hafta hem ligin üst sıralarını hemde alt sıralarını ilgilendiren önemli maçlar vardı.Ligin zirvesinde önemli maçların olduğu bu haftayı Galatasaray lider bitirmeyi bildi.Alt sıralarda ise ölüm kalım maçları vardı.Denizlispor üst üste 2.galibiyetini alarak az olan umutlarını devam ettirdi.Rakibi sayılacak Diyarbakırspor'u ise ateşe attı.Denizlispor süper ligde 351 gün sonra deplasmanda galip gelerek deplasmandan 3 puan alma hasretine son verdi.
Haftanın öne çıkan durumları ise şöyle ;
- Ligin zirvesini ilgilendiren derbi maçında galip taraf çıkmadı.Beşiktaş aldığı beraberlik ile zirve yarışında ağır bir darbe aldı.Galatasaray bu haftayıda lider kapattı.
- Bursaspor'un zirve yürüyüşü devam ediyor.Fenerbahçe'yi deplasmanda 2-0 geriden gelerek yendi ve rakibine bir adım daha yaklaştı.Bir maçının da eksik olduğunu düşünürsek rakibini geçme fırsatını yakaladı.
- Denizlispor kazanmaya başladı.İki haftadır galip gelen Horozlar umutlandılar.İkinci devre ile birlikte iyi bir oyun yakalayan Denizlispor pes etmiyor.
- Kasımpaşaspor ikinci devre oynadığı iki maçta 2-0 öne geçmesine rağmen maç kaybediyordu ama son iki haftadır yine aynı şekilde 2-0 öne geçiyor ama bu sefer yenilmiyorlar.Yılmaz Vural ve ekibi 2-0'lık skoru korumayı öğrenmişler.
- Ankaragücü lotocu ve iddacılar için beraberlik takımı oldu.Son 5 maçtır beraberlik serisi yakaladılar.Yeni bir hoca ile başladıkları ikinci devrede galip gelemediler ama yenilmedilerde.
Haftanın Takımı : Bursaspor
Bursaspor oynadığı son iki İstanbul deplasmanından 6 puan çıkarmayı bildi.Ligin dişli takımlarından Bursaspor lig yarışında sonuna kadar var olacak.İçerde dışarda kazanmayı bilen bir ekip oldular.Topladıkları puanlar oynadıkları oyuna bakınca tesadüf değil.2-0 geriden gelip oyunu çevirmek kolay iş değil.
Haftanın Teknik Direktörü : Ertuğrul Sağlam
Ertuğrul Sağlam Bursaspor'a hayat verdi.Bursa şehrini ve takımını yeniden heyecanlandırdı.Tanıdığı ve bildiği oyunculardan oluşan bir ekip kurdu ve başarıyı yakaladı.Sezon sonuda büyük bir ihtimal ile ligin ilk üç sırasında olan bir takımın hocası olacak.
Haftanın Golü : Arda Turan
Gol öncesinde topu takibi , ısrarı ve dönerek vuruşu ile haftanın golünü attı Arda.
Haftanın Hakemi : HAKAN ÖZKAN(Kasımpaşaspor - G.Antepspor)
Maçın kırılma noktası olabilecek bir pozisyonda yanlış bir karar verdi.Ama daha sonra kararının yanlış olduğunu görüp doğruyu yaptı.Yanlış bir oyuncuya kart gösterdi ve penaltı verdiği pozisyondan dönmesi sahalarda ender görülen bir olay.Hakem Hakan Özkan'ı tebrik etmek lazım.
Haftanın Kötüsü : Beşiktaş Kapalı Tribünü
Maç sonunda edilen küfürlerden dolayı haftanın kötüsünü kendi tribünümüz olarak seçiyoruz.Galatasaray'ın kurucusuna edilen küfürler bizim tribünlerimize yakışmadı.Özür metni yayınlamak ile geçiştirilecek bir olay değil.Orada o küfürü edenleri o anda susturmak lazımdı.
Milli Takım Fikstürü
03.09.2010 KAZAKİSTAN - TÜRKİYE
07.09.2010 ALMANYA - AZERBAYCAN
07.09.2010 TÜRKİYE - BELÇİKA
07.09.2010 AVUSTURYA - KAZAKİSTAN
08.10.2010 ALMANYA - TÜRKİYE
08.10.2010 AVUSTURYA - AZERBAYCAN
08.10.2010 KAZAKİSTAN - BELÇİKA
12.10.2010 BELÇİKA - AVUSTURYA
12.10.2010 AZERBAYCAN - TÜRKİYE
12.10.2010 KAZAKİSTAN - ALMANYA
25.03.2011 AVUSTURYA - BELÇİKA
25.03.2011 ALMANYA - KAZAKİSTAN
29.03.2011 TÜRKİYE - AVUSTURYA
29.03.2011 BELÇİKA - AZERBAYCAN
03.06.2011 AVUSTURYA - ALMANYA
03.06.2011 KAZAKİSTAN - AZERBAYCAN
03.06.2011 BELÇİKA - TÜRKİYE
07.06.2011 AZERBAYCAN - ALMANYA
02.09.2011 AZERBAYCAN - BELÇİKA
02.09.2011 ALMANYA - AVUSTURYA
02.09.2011 TÜRKİYE - KAZAKİSTAN
06.09.2011 AVUSTURYA - TÜRKİYE
06.09.2011 AZERBAYCAN - KAZAKİSTAN
07.10.2011 TÜRKİYE - ALMANYA
07.10.2011 AZERBAYCAN - AVUSTURYA
07.10.2011 BELÇİKA - KAZAKİSTAN
11.10.2011 ALMANYA - BELÇİKA
11.10.2011 TÜRKİYE - AZERBAYCAN
11.10.2011 KAZAKİSTAN - AVUSTURYA
O An
İlkokul zamanlarımızda tenefüs aralarında oynadığımız bir oyun geldi aklıma.Önümüze gelene üç tekme diye abuk sabuk bir oyundu ve aynen bu karede ki gibi bir görüntü olurdu.Eskiye götürdü bir anda bu kare.
Milli Takımda Yeni Oluşum
Milli takımda uzun bir süredir ismi geçen bir hocaydı Guus Hiddink.Kendisi daha önce bir çok ülke ile dünya kupası kariyeri olan ve kariyerinde başarılar dolu olan bir hoca.Hollanda'lı teknik adamların en bellirgin özelliği olan pas yapma ve topa hakim olma isteği milli takım için yeni bir sistemin habercisi.Hiddink Rusya ile olan sözleşmesinin bitiminden sonra göreve başlayacak.O zamana kadar ligimizi tanıyıp futbolcularımızı takip edecektir.Aslında kendisine yabancı olmayan , kısa bir sürede olsa çalıştığı bir ülkede tekrar görev yapacak.Yardımcı hoca için Tolunay Kafkas'ın ismi söylenirken kendisi eski öğrenciside olan Oğuz Çetin'i ısrarla istemiş.
Aslında Hiddink ülkemize gelmeden ve sadece söylentilerden ibaret olduğu bir dönemde medyamız tarafından çok tartışıldı.Hatta bazıları hoca olmadığını bile söyleyecek kadar ileri gitti.Alacağı ücret ve kariyeri tartışıldı.Bu kısır döngünün içinde başarısız bir anında ipleri boynuna geçirmeye hazır bir medyanın olduğunu da biliyordur.İşi gerçekten çok zor.Çünkü sonuç ne olursa olsun muhakkak bir kulp takılacaktır.Başarısız olması halinde yerli hoca tartışmaları yeniden alevlenecek , başarılı olsa bu gruptan zaten çıkardık bu kadar para vermeye değermiydi atışmaları yeniden başlayacak.
Benim için aslında hak edenin oynayacağına inandığım bir milli takım olacak.Kimse kayrılmayacak , özel muamele yapılmayacak ve hak eden o formayı giyecek.Hiddink milli takıma küstürülen isimler içinde yeni bir heyecan yaratmıştır.Rusya ligini çok iyi bildiği için Gökdeniz ve Fatih için yeniden milli formaları giymeleri süpriz olmaz , İbrahim Toraman gibi o formayı sonuna kadar hak eden isimlerin yeniden forma bulacağına inanıyorum.Terim döneminde bence bir çiftlik edasında olan milli takım artık bir düzen içinde olacaktır.Çünkü artık imparatorluk yok modern dünyanın modern futbol anlayışına sahip bir isimi var.Bizler için şuan milli takım başına gelebilecek en iyi isimi getirmek büyük bir şans.
Milli takımda alt yapı kategorilerinde de bir yapılanmaya gidildi.Ersun Yanal TFF Futbol Genel Direktörü olarak göreve getirildi.Bunun yanısıra Abdullah Ercan'da 17 yaş altı milli takımda görevine devam edecek.
Gol Atamayan Takım
Son bir kaç senedir penaltı atamamaktan şikayet ediyoruz.Suçu bazen hakeme atıyoruz bizlere karşı yanlı olduklarını düşündüğümüz için.Bir yerde bu durum doğru olabilir.Ama genele baktığımızda rakip ceza sahasında tehlikeli pozisyon oluşturamadıktan sonra , rakibi hataya zorlayamadıktan sonra değil penaltı frikik bile kullanamayız.Rakip ceza sahası önüne gelmeyen toplar orta alanda iki ileri bir geri pas trafiği ve kanatlardan atılan şişirilme ortalar ile futbol oynamaya çalışıyoruz.
Forvetlerimize bakıyoruz hangisi iş yapar diye bir tane isim sayamıyoruz.Nobre , Bobo , Nihat , Holosko ve oynamayan Batuhan bu takımın forvetleri olarak gözüküyor.İki hafta önce oynanan Gençlerbirliği maçında bizi kandıran bu takım son iki haftadır gözümüüz açtı.Bu takım gol atamıyor,karambole bir pozisyonda Sivok vuracak gol olacak , Toroman kafa vuracak gol atacak , Fink bir şut çekecek gol atacak diye bekliyoruz.
Ligde 21 maçta 26 gol atabilmişiz.Bu gollerin üçünü Ankaraspor maçından olduğunu düşünürsek sayı 23'e iniyor.Yaklaşık maç başı bir gol ortalaması ile oynuyoruz.Rakiplerimizin kırklı sayıları çoktan geçtiği ligde bizler hala bu durumdayız.Bu çok acı bir durum gerçekten.
1-1 Azalan Umutlar
Maça gelicek olursak Mustafa Denizli2nin maça Nobre ile başlaması gerçekten çok anlamsız geldi bize.Nobre sezon başından beri ilk onbirde sahaya çıkmayan yada çok az çıkan bir oyuncu.Bunun yanısıra formsuz bir oyuncu.Dün akşam maçın onbiri açıklandığında Nobre'nin ismini duymak süpriz oldu.Her maç öncesi şapkasından tavşan çıkaran Mustafa Hoca bu kez Nobre'yi tavşan olarak sundu bizlere.İleri uçta aslında aradığımız ve bulabileceğimiz pozisyonlara ilk yarıda girdik.Ama hem şans hem beceri olmayınca topu içeri sokamadık.Sezon başında bu takımın muhakkak bir golcüye ama tam anlamı ile bir golcüye ihtiyacı var diyenleri topa tutanlar şimdi dizlerini dövüyorlar.Rakibi korkutacak ve baskı altına alacak bir forvet oyuncumuz yok malesef.Takım içinde kısıtlı yeteneklere sahip oyuncuların çokluğu takımın hücüm gücünü ve saha içinde ki organizasyonlarınıda etkiliyor.Ekrem Dağ çok özveri ile oynamasına karşılık topu aldığında ne yapacağını merakla izliyoruz.Önce bir kendi ekseni etrafında dönüyor sonra pas atacak yeri arıyor sonra pası verene kadar bir zaman geçiyor.Tabi doğal olarak rakip takımın işine geliyor.İbrahim Üzülmez ve Ekrem Dağ aynı kanatta aynı yeteneklere sahip iki oyuncu olarak oynadı.Bir kanatta iki Üzülmez durumu vardı.Ekrem Dağ kaptanı gibi topu sürüyor ve ne yapacağını kestirmek zor oluyor.
Maçın ilk yarısında hakemin Barış'ı ikinci sarı karttan atması gerekiyordu.Daha maçın başında Neil'in yaptığı arkadan hareketi sarı kart ile cezalandırmadı.Maçın başı olması ve sonu olması kart çıkartmakta bir kriter mi oluyor acaba.
İkinci devrenin başlaması ile birlikte aslında umutluyduk.İkinci yarılarda daha iyi top oynayan bir takım izlenimi veriyorduk sezon genelinde.Dün akşamda aslında aynısı oldu.Rakibi kalemize yaklaştırmadık.Uzaktan atacakları şutlar ile etkili olmaya çalıştılar.Elano'nun şutu ve gol olan pozisyon dışında ceza sahamızda etkili olamadılar.Koskoca Galatasaray korkak bir aslan gibi kapandı.Hani o övünülen aslan sahasından çıkarken iki pas yapamadı.Karambol bir gol bulunca dahada geriye çekildi.Süper yıldız denilen ve Messi ile kıyaslanan Arda sahada "fink" atamadı.
Yediğimiz golde Sivok'un büyük bir hatası olmadı aslında.Topun nereye geleceğini tahmin edemedi ve kontrolsüz bir biçimde top ile buluştu ve hata sonucu golü yedik.
Bundan sonra lig bizim için daha önemli.Alttan Trabzonspor geliyor ve biz puan kaybettikçe umutlanıyorlar.Üstümüzdeki takımlar ile puan farkı açıldı.Mustafa Hoca ligin tayin edici takımı biz olacağız demişti.Öyle de olacak gibi.Trabzonspor'a üst sıraları yakalama şansı verdik ve üstümüzdeki takımları sevindirdik.